Bugün üzerinde
yaşadığımız toprakların tarihi, insanlığın uygarlık tarihiyle özdeştir. Millet
bilincini taşıyan ilk devletler burada tarih sahnesine çıktı, ilk kentler
burada kuruldu, ilk kanunlar burada yazıldı. İlk savaşlara, ilk düzenli
ordulara ve ilk barış anlaşmalarına yine bu topraklar tanıklık etti. Avcılık ve
toplayıcılıktan yerleşik düzene geçiş, bilimler, keşifler, sanat, yaşam ve ölüm
sırrının sorgulanması, insanın Tanrıyı araması, hepsi bu topraklarda vücut
buldu, gelişti, uzak coğrafyalara kadar taşındı, farklı formatlarda yaşandı ve
bugün uygarlık diye adlandırdığımız var oluş biçiminin temellerini oluşturdu.
İnsanlık tarihindeki yeri tartışılmaz biçimde önemli ve aynı zamanda ilham
verici, bir coğrafyada yaşıyor olmanın ve insan denen varlığın, var oluşundan
bulunduğu noktaya gelişinin izlerini, ülkemizin dört bir köşesinde bir uygarlık
tarihi dersi izler gibi görebiliyor olmanın büyük bir şans olduğunu
düşünüyorum. Güneş,
dünyanın hiçbir ülkesinde bizim Anadolu topraklarını aydınlattığı kadar güzel
aydınlatmıyor. Kültürel mirası, insanın bilinen tüm zaman dilimleri
içinde yaşadığı, biriktirdiği, geliştirerek, yeni sentezlerle var oluşunu
sürdürerek, zenginleştirerek ve sürekliliğini sağlayarak kendinden sonrakilere
aktardığı veriler dizisi olarak, bir anlamda hayat karşısındaki duruşu,
varlığının kanıtı olarak nitelendirebiliriz.
Geçmişten Geleceğe Kültür Köprüsü
Toplumları
millet yapan, milleti ayakta tutan manevi güç, milli kültürdür. Milletler kültürlerini,
tarihi değerlerini ve dillerini önemli ölçüde basınla korurlar ve devam
ettirirler. Uzmanlaşmanın giderek öneminin arttığı çağımızda basının ve
dergilerin önemi de giderek artmaktadır. Gelişmiş ülkelerin birçoğunda dergi
satışları gazete satışlarının önünde yer almaktadır. Basın dünyasında önemli bir
yeri bulunan Dergiler, yazılı bir kültür olduğu kadar, geçmişten geleceğe de bir
köprüdür. Topluma söyleyecek sözü olanların yazdıklarını kitlelere ulaştırır.
Dergiler değişik konuların ve düşüncelerin harmanlandığı bir mecmuadır. Topluma
ne denileceği, nasıl söyleneceği ortak bir akılla tespit edilir ve bu
yayınlanır. Bu yönüyle dergiler daha sıcak ve daha yeni yorumlardan oluşur. Sayfalarında
nice hatıralar, ümitler ve heyecanlar gizlenir. Gelecekte geriye yönelik
araştırma yapmak isteyenlere kaynaklık eder. Dergiler genelde hep kısa ömürlü
olmuş. Kimisi üç ay, kimisi bir mevsim, şanslısı birkaç sene yaşamış. Sürekli
gelişen ve istikrarını sürdüren Dergimiz YENİSES ise; 17 yaşına giren bir
delikanlı edasıyla, 200. sayıya erişmenin haklı onurunu yaşamakta.
Yazarların Ocak Başı
Dergiler, okuma-yazmayı
severlerin, şair ve ediplerin, düşünürlerin, hayali ve önsezisi güçlü
olanların, (ham hayal sahibi ve hayalperestlerin değil) araştırmacı yazarların ocak
başıdır. Anadolu’da ocaklar, soğuk ve uzun kış gecelerinde aydınlanma ve ısınma
aracıdır. Aynı zamanda kebapların ve yemeklerin pişirildiği yerlerdir. Gazeteci
ve dergiciler için bu ocak başları; edebî, ilmî, fikrî, içtimaî, felsefî,
iktisadî ve kültürel konularda sohbetlerin derinleştiği, sorunların
konuşulduğu, tartışmaya açıldığı, nezaket kuralları içinde öz eleştirilerin,
yapıcı tenkitlerin ve esprilerin, fikir alışverişlerinin yapıldığı, dillerin
çözüldüğü, sözlerin düzüldüğü, gözlerin güldüğü, gönüllerin ürperdiği, gizlerin
paylaşılıp, söyleşilerin mayalandığı yerlerdir.
Mutfağımızda Harmanlanır
Çıkış
merkezimiz Osmaniye’de, Anadolu’muzun dört bir yanında, inanç ve kültür
coğrafyamız Türk-İslam Dünyasında haber kovalayan muhabirlerimizden bazıları
şiir ve ilahi, tarih ve arkeoloji, kültür ve sanat, bilim ve teknoloji,
konferans ve panelleri, sempozyum ve bilgi şölenlerini, kermes ve sergileri
mutfağımıza taşırlar. Bazıları da sanayi, çarşı ve pazarı, yatırım ve
açılışları, siyasi çalışmaları ve STK’nın etkinliklerini, Yörük Türkmen şenliklerini,
güncel konuları ve aktüaliteyi, geleneksel güreş ve sportif faaliyetleri,
turizm ve doğal güzellikleri mutfağımıza getirirler. Yazarlarımız ise, bilimsel
ve akademik araştırmaları, gezi ve dizileri, felsefi ve tasavvufi makaleleri,
halk ozanların atışmalarını, resim ve güzel sanat eserlerini, sosyolojik ve
psikolojik tahlilleri, gözlem ve yorumları kaleme alıp gönderirler. Basın mutfağımıza gelen malzemeler ocak
başında harmanlanır ve fırına sürülür. Piştikten sonra yemeğin tadına bakılır,
kalitesi kontrol edilir. Damak tadı iyi ve lezzeti yerindeyse misafirlere ve
müşterilere servis yapılır. Sırasıyla mizanpaj, film, baskı, harman, kırım,
dikim, kesim ve paketleme sürecinden geçen YENİSES Dergimiz, büyük bir titizlik
ve özenle çektiğim fotoğraflardan oluşan kapak kompozisyonuyla taçlanarak okurlarımızla
buluşur.
Kültür ve Sanatın Aydınlığı
Yazmak
yaşamaktır, insanlık tarihine not düşmektir; yazarlarımız ve muhabirlerimiz
kişilikleri ve yazdıklarıyla, dostlarıyla hep yaşayacaktır. İnsan, yaşarken olgunlaşmak
için sürekli kendini geliştirmek, kendi kendisiyle savaşmak zorundadır. İnsana
bu yönüyle katkıda bulunacak olansa kültür, sanat, edebiyat ve ahlaktır. Dolayısıyla
dergiler de bu kapsamdadır. İnsan ruhunun incelmesi, kötülüklerden arınması,
bilincinin gelişmesi güzel sanatların aydınlığıyla gerçekleşir. Anadolu’da
çıkan dergiler, bu anlamda birer ekoldür ve okuldur. Fikri paylaşımlarla
insanın gelişimini sağlaması, yeni değerlerin ortaya çıkarıp kültürümüze kazandırması
yönünden bir zenginliktir. Magazin dergiciliğinin yaygınlaştığı günümüzde kültür
dergiciliğini devam ettiren Dergimiz, Türk kültürünün geçmişte ve günümüzdeki
sesini alıp ‘yenises’ olarak geleceğe yansıtmakta ve topluma umut
aşılamaktadır.
Aydınla Halkı Buluşturuyoruz
Ekonomik
krizlerle, sosyal çöküntü ve kültürel yozlaşma ile uçurumun kenarına gelen
toplumun daha fazla moralini bozacak, onu strese sokacak, karamsarlığa
sürükleyecek haberlere itibar etmiyoruz. Milletin moral değerlerini yükselten olumlu
ve umut vadeden yazılar, haberler yayınlayarak topluma pozitif enerji yüklemeyi
yayın politikamızın ana ilkesi olarak devam ettiriyoruz. Türk toplumunun bütün
kesimini kucaklayan ve sorunlarını kendi kültürümüz ve değer yargımızla
çözmenin yolunu gösteren Dergimiz YENİSES; iç âlemimizi, özümüzü dışa vuran ve
seslendiren derin bir nefestir. Türk aydının ve milletimizin her ferdinin rahatça
okuyup anlayabileceği sadelikte, seviyeli ve ağırbaşlı bir dergi olmanın, gerçek
aydınlarımızla halkımızın buluştuğu milli bir adres olmanın onurunu birlikte
yaşamaktan çok mutluyuz. Günümüzde pek çok güzellikleri yaşıyoruz, gelecekte
daha güzel şeyler yaşayacağımızı umut ediyorum. Geçici kara bulutlar üzerimizde
dolaşsa da, Türk İslam Dünyasının geleceğinin daha güneşli ve aydınlık
olacağına inanıyorum.
Okuma Yaygınlaştırılmalı
"Sanatçı, ışığı alnında ilk hisseden insandır.” Atatürk’ün
bu özlü sözü sanatçının toplumdaki işlevinin de önsözüdür. Anadolu dergileri;
insana, sanatçıya saygının da bir kaynağıdır. Bu dergiler, yaşarken yeterince
tanınamamış gerçek yazın erlerini de tanıtmaya çalışır, onlara sahip çıkar. YENİSES
Dergisi unutmaz, nice bilgeyi, sanatçıyı yeni kuşaklara tanıtır; unutturmamaya
çalışır köklerimizi. Onların birikimlerini, aydınlığını günümüze ve sonraki
kuşaklara taşır. Bilir ki; bir toplum, kültürünü sürekli geliştirdiği,
sanatçısına, yazarına ve şairine sahip çıktığı oranda medenileşir. Özellikle
gençlerimizin tarih, kültür, sanat ve fikir dergileriyle iletişimlerinin
sağlanması çok önemlidir. Gençlik, gelecektir çünkü. Okuma oranının kişi başına
dört dakika, tv izlenme oranının dört buçuk saat olduğu toplumumuzda, kültürel
yoksulluğumuzu giderecek olanların başında dergiler gelir. Bu da daha çok insanımıza
ulaşabilmekle, okumanın yaygınlaştırılmasıyla gerçekleşir. Bugüne kadar birçok
plaket ve ödüller aldık. 200. sayımızı çıkarırken aldığımız en büyük ödül; dergimizin
daha fazla okurlarımızın elinde okunduğunu ve istifade edildiğini görmektir. 17
yıldır hiç ara vermeden 200. sayıyı bize çıkarmayı bahşeden Yüce Allah’a sonsuz
şükürler ediyorum. Desteklerini esirgemeyen siz sevgili okurlarımıza teşekkür
ediyor, nice 200. sayılara hep birlikte ulaşmak temennisiyle selam ve
sevgilerimi sunuyorum…
Hasan BÖLÜK
Yenises Dergisi İmtiyaz Sahibi